Son
gönderilen küçük mutluluk gönderen
:dj_blacker
bence herkesin mutluluk derecesi farklıdır...
devamı
>>>
Son
gönderilen hayata dair yorum
gonderen : nergis
hayatta insanı insan olduğu için sevmek...devamı
>>>
Gelecek
Hafta Planları
25
karikatür eklenecek.
Tüm
Ziyaretçilerimize Haftanın Önerisi
Bütünailenize , eşinize ya da beraber yaşadığınız
insanlara , yani hayat koşuşturması içinde söylemeyi
unuttuğunuz insanlara "Ben
seni seviyorum , bunu bilmeni istedim "
deyiverin...
Ne arıyorsunuz ? GoTo
bulabilir!
GÜNEŞ, YAĞMURU ÖPERKEN
Gerçeğin, içimdeki hislerle metamorfozdan geçirip bakabildiğim o
halleri ve bedenimin durmak bilmeyen devinimlerine gözlerimi kapayıp başka
bir bilince taşıyışım oldukça derinden etkiliyordu beni... Hatta bir gün
gerçeğin ne olduğunu bile unutur olmuştum... Ta ki beni bu işkencelerle
dolu rüyadan uyandıran o kaideyi keşfedinceye dek... Sınırsızca
koştuğum yolların çizgileri yoktu ve her an karşıdan gelen birşeyle
çarpışabilirdim...
O, bana şeritlerin varlığıyla mutlu olabileceğimi öğretti... Ya da ben
öğrendim bunu bilmiyorum ama ta küçük yaştan beri bunu öğrenmek
istiyormuşum gibi bir his duydum içimde... Ben kuralları hep öcü gibi
algılardım... Özgürlüğü kısıtlayan şeyler işte... Ama bugün bakıyorumda aslında
özgürlük başka birşeymiş... Özgürlük yapabilir olup yapmalar değil,
gerçekten orada olmakmış... Öteki türlü kuralları yıkmaktan başka birşey,
asi olmaktan başka birşey değilmiş... Sonra şunu hatırladım... Bir asi
nereye kadar asidir... Ölüme kadar mı? Peki ya ben... Ölmek isteyen bir
zavallı mıyım bu yeryüzünde yoksa yaşamak isteyen özlem dolu bir sevda
masalı mı?
Oysa her kuralı yıktığımda bilemezdim sevdaların da yitik türküler gibi
unutulacağını... O, bana yol çizgilerinin özlem olduğunu hatırlattı...
Çünkü yaşamak bir özlemdi ama yaşayabildiğimiz ölçüde özlemdi...
Ve gerçek, bir yere varmak değildi... Bir çizgiden ötekine basmak
değildi... Ya da yolu bitirmek... Gerçek, yol aldığını bilmek ve yolu
paylaşmaktı... Söyleyin bana hangi asi yolu paylaşır? Ve hangi asi gerçekten
mutludur yaşam karşısında... Bir çiçeği dalından koparırken el, asi
değil midir? Bir tomurcuk topraktan başını kaldırırken asi değil midir?
Hangisi gerçektir peki...Özlem dolu bir bekleyişin ardından tohumun
filizlenmesi mi? Yoksa kırlarda özgürce koştuğunu zanneden tezcanlı ruhların
sınır tanımaz eziciliği mi?
O, bana güzel olanı öğretti... Güzel olan bendeydi ve bildiğim
hiçbirşeyde yaşadığım hiçbirşeyde bunu duyumsadığımdan daha mutlu olmadım...
O bana sevmeyi öğretti... Bir tohumun güneş ve suyla buluşuncaya kadar
sessizliğe ve karanlığa gömülü bedeninde sadakati... Yeryüzünü güle
çeviren tomurcuk bahçesindeki güller kadar narin zerafeti... Ve hiçbir
ölümün, gerçeğin yanında ağlamayacağını söyleyecek kadar yüce bir sevgiyle
dolu cesareti öğretti...
Alnımdan öpüp uzaklaşırken, gözyaşlarımı tutamadım... Biliyorum ben
artık ben değildim. Bende ondan bir parça vardı şimdi...
Gül kokan cennet öpücüğü ~~